26 Ağustos 2014 Salı

Sınır Çizgi




Her canlı yaşam ile ölüm arasında sınır bir çizgide yaşar. Bazılarımız yaşamak zor deriz, kimilerimize göre de ölmek zordur. Ama şu zamana kadar anlayabildiğim bir şey varsa ; yaşam ve ölüm arasındaki sınır çizginin saniyeler hatta saniseler içinde gerçekleşmesi.

Kayıplarımız elbette bizi üzer. Hatta yıllarca travmalar yaşarız. Bir daha mutlu olamayacağımızı düşünürüz. O yüzden Can Yücel’in şiirindeki gibi kaybetme korkusu olmadan, hiçbir zaman ulaşamayacağımız yıldızlara, gökyüzünün mavisine bağlanmak en güzelidir..
Her zaman, insanların ölmesi öldürülmesi bizi çok etkiler,ciddi bir konudur çünkü. Katliamlar yaşanırken elimizden bir şeyler gelmese bile kendimizce tepkiler veririz. İnsan dışındaki diğer canlıların ölmesi ya da öldürülmesi ise çok az bir azınlığa etik gelmez, yolda ölen bir kedi için durup ağlayanınız var mıdır mesela ya da yas tutanız, sadece yazık deyip geçeriz. Çoğunluk umursamaz bile..

Benim hayvan sevgim belki de lise zamanlarımda kendini göstermişti. Sınıfta öldürülen bir bal arısı için gözlerimden yaşlar geldiğinde hem sinirimden ağlamış hem de arının yerine kendimi koymuştum. Komik gelebilir gülebilirsiniz, sadece bir arı işte yanlış yerde gezinip nektar arayan küçük bir arı..
Çok daha kötülerini de yaşadım, şimdi oturup ağlamıyorum ama birkaç hafta hayatımı sorguladığım zamanlarda keşke gözyaşı döküp aklımdan geçenleri atabilsem diye düşünürüm. İnsanların diğer canlılara doğrudan ya da dolaylı olarak etkilerini gördükçe, insanlığımdan utandığım keşke insan olmasaydım dediğim zamanlar oldu. Hala da derim.

Kuşlar ise benim için çok ayrı bir yerde. Onlar uçarken mutlu oluyorum. Beslenme zamanlarını izlerken benim de karnım doyuyor:) Ne yediklerini hayal edip tatlarını beğenmişler midir diye düşünüyorum. Ya da dinlenme zamanlarında neler hissettiklerini merak ediyorum.

Bundan birkaç gün önce yine insanların, insanlığın doğaya olan etkilerini sorguladığım bir gün yaşadım. 5 saniye sürdü olay ve bir kuş göçüne ara vermiş, gökyüzünde özgürce dolanırken ani bir şekilde yaşama gözlerini kapadı.
Kuşu elime aldığımda vücudunun sıcaklığını hala hissedebiliyordum. Gagasından kan gelmiş ama tüyleri pırıl pırıldı.. Saniyeler hatta saniseler içinde olmuştu olay, elimden hiçbir şey gelmemiş olmasıyla birlikte, işe yarayamaz oluşum o an ağırlık gibi çöktü üzerime. İçim burkuldu. Her şeyi sınıflandırmak zorundayız ya kuşları da değerli ,değersiz, az değerli gibi sınıflara ayırma gereği duymuşuz. Ölen kuş az bulunan bir tür değildi, belki az görülen bir kuş olsa buna dolaylı yoldan neden olan insanlar daha çok telaşlanabilirdi. Telaşlanmak diyorum fark ettiyseniz çünkü doğayı algılayamayan insanların ordaki kuşların uçmaya devam etmesini, canlıların bir arada bulundukları doğal dengeyi, bu dengenin bozulmasını umursadıklarını sanmıyorum. Sadece kendi işleri görülsün yeterli.  Sonuçta bir can gitmişti. Ve arazide bizim fark edemediğimiz bir sürü can gidiyordu, her gün her saat her dakika..

Şaitlik ettiğim olay yani kısacası,  insan etkisiyle olan canlı ölümleri az gibi görülebilir.Ama modernleşmek adına çoğu zamanda düz mantıkla, ayrıntıları hesaba katmadan yapılmaya çalışılan işler doğayı düşündüğümüzden, gördüklerimizden çok daha fazla yıpratıyor.
Hızlı trenlerin, enerji santrallerinin, köprülerin,havaalanlarının kamu yararı adı altında milyonlarca kuşun göç ettiği rota üzerinde olması ya da betonların dikildiği alanlarda binlerce ağacın kesilmesi ,insan faaliyetinden etkilenen algılayamadığımız yaban hayatı her dakika ölüm ve yaşam arasındaki bu sınır çizgide gidip geliyor. İnsanoğlu ise lüks yaşamı, para kazanmayı tüketmeyi gösterişi asıl hedef haline getirmiş, olaylardan bihaber nelere sebebiyet verdiğinin farkında değil.

C.Ö

Thoreau
Thoreau

3 yorum:

  1. Cansu eline sağlık. Sorun sanırım insan ile ilgili. Doğanın bu elamanı doğanın yok olacağını sanıyor. Doğa istediğimiz gibi ya da değil devam edecek. Devam eden doğa içinde yok olacak.olan bizler olacağız... izledin mi bilmiyorum ama bu belgeseli bu duygu durumunda iken tavsiye edip etmemeye karar veremesem de:) girişinde de açık ve sert bir şekilde ifade ettiği gibi "acının yok sayılması ahlakı" ile ilgili bir yaklaşım var... Earthlings
    bence de sorunumuz bu... tekrar eline sağlık. sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serkan abi çok teşekkürler. İzlememiştim şimdi bulup izleyeceğim:)

      Sil
    2. Serkan abi çok çok kötü.. Yiyecek ve giydiklerimizle ilgili olan kısımları kısa video şeklinde izlemiştim youtube'dan ama devamını izlememiştim. Pek çok sahneyi de izlerken geçmek zorunda kaldım. Ne denebilir ki çok fena.. Çevremdekilere izlemeleri için tavsiye edeceğim.

      Sil